ÜÇ KARDEŞLERİN İLME KATKILARI
MUHAMMED,AHMED VE HASAN KARDEŞLER.
Milâdî dokuzuncu asırda, basınçlı hava ile çalışan mekanik sistemlerin hareket ve kontrolünü inceleyen çalışmalarıyla tanınan Muhammed, Ahmed ve Hasan kardeşler, Üç Kardeşler olarak tarihe geçmişlerdir. Üç Kardeşler, Abbasi Halifesi Me'mun ve onu izleyen halifeler zamanında ilim ve teknolojide aktif rol oynamışlardır. Babaları Horasanlı Musa Bin Şakir, önemli bir astronom ve matematikçidir. Çalışmalarıyla Halife Me'mun'un dikkatini çeken Musa Bin Şakir'in vefatından sonra, çocuklarının (Üç Kardeşler'in) yetiştirilmesi işini, Halife Me'mun üzerine alır. Üç Kardeşler eğitimlerine Beytü'l-Hikme'nin müdürü olan Yahya bin Ebu Mansur'un yanında devam ederler. Üç Kardeşler burada, El' Hıvarizmi ve Siddhanta'nın icmalini hazırlamış, Batlamyus'un Astronomi Cedvelleri'ni (ziyc) düzeltmiş ve Rönesans'a kadar temel kitap olarak kalan Hesap Sanatı ile El-Cebr adlı eserlerini yazmışlardır.
Üç Kardeşler, Arapçaya çeşitli dillerden eserler tercüme etmişler, yaptıkları keşiflerle de ilim âleminde haklı bir şöhrete kavuşmuşlardır. Onlar, kazançlarının önemli bir kısmını, müspet ilimlerin gelişmesi adına yaptıkları deney ve araştırmalara harcamışlardır. Öyle ki İstanbul'dan büyük meblağlar ödeyerek felsefe, astronomi, matematik ve tıbba ait ilmî kitaplar satın almışlardır. Öte yandan Muhammed, antik el yazmalarını araştırmak için, Yunanistan ve Küçük Asya'yı baştanbaşa gezmiş, Yunanca yazmaların tercümelerinin hazırlanmasına yardımcı olmuştur. Kendisinden önce kimsenin çözemediği problemleri çözecek derecede kuvvetli bir zekâ ve muhakemeye sahip Hasan, geometride emsalsiz bir kabiliyet idi. Hasan'ın öncülük ettiği ve kardeşleriyle birlikte yazdığı Kitab-u Ma'rifeti Mesahati'l Eşkali'l-Basita Ve'l-Küriyye ve Kitabü'l-Mahrutat adlı eserler matematik ve geometri tarihi bakımından son derece önemlidir. Bilhassa koni kesitleri ile alâkalı olan Kitabü'l- Mahrutat, Pergeli Apollonios'un konik kesitlere dâir kitabının bazı bölümlerinin tashihi olup, yeni delil, önerme ve teoremlerle donatılmış oldukça güçlü bir çalışmadır.
Üç Kardeşler, kaleme aldıkları bu eserde bir açının üç eşit parçaya bölünmesinde yeni bir çözüme ulaştıklarını da söylemişlerdir. Bu çözümde onlar matematik tarihinde sonraları daha da geliştirilmiş formdaki Paskal Salyangozu olarak bilinen eğriye dayanmışlardı. Onlar ayrılık gösteren müzakere ve yaklaşım usulleriyle ve farklı harflerin seçimiyle, Yunan örneklerinden olabildiğince uzaklaşmaya gayret göstermiş ve Arşimet tarafından geliştirilen metoda göre daire hesaplamasını başarıyla gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca küp kökünü, kübik olmayan bir sayıdan çıkarma işini, seksadesimal (60'lı sayı sistemine dayanan) kesirlerde oldukça kesin hesaplayabilmişlerdir.
Diğer yandan üçgenin yüzeyine ilişkin bugün bile kullanılan Heron Teoremi'ni de (Üçgende alan ile ilgili formül olup U formülü olarak ta bilinir) uygulamışlardır. Astronomi sahasındaki çalışmaları Üç Kardeşler'in astronomi ilminde öne çıkanları, en büyükleri Muhammed'dir. O, diğer astronomlarla Bağdat'taki bir rasathanede dünyanın çevresini ölçme faaliyetlerine girişmiş ve meridyen dairesinin bir derecesini, günümüzdeki ölçümlere çok yakın bir şekilde hesaplamayı başarmıştır. Astronomi ve yıldızlar ilminde haklı bir şöhrete sahip İbn Yunus, kendi çalışmalarında kardeşlerin bu gözlem ve keşiflerini senet kabul etmekten çekinmemiş ve onların tecrübî eserlerini son derece takdir etmiştir. Burçlar kuşağının meyl ve sapma derecelerini tespit eden ve yine Ay'ın ilk defa en büyük enlem dairesinin farkını ve büyüklük miktarını gösteren de Üç Kardeşler'dir.
Onlar aynı zamanda Batlamyus'un cetvellerini (ziyc) "Denemeler" veya "Me'mun Cetvelleri" adı altında yenileyerek tekrar kayıt altına almışlar ve takvim hesabı için kaynak oluşturmuşlardır. Terazi- denge-ölçme ve otomasyon sahasındaki çalışmaları Otomasyona ilgisi sebebiyle Pnömatik Sistemler ile ilgili çalışmalara kendini adamış olan Ahmed'in gayretleriyle Kitabü'l-Hiyel adında muhteşem bir eser kaleme almışlardır. Bu eserde hava, boşluk ve denge prensiplerini ele alan 100 düzenekten bahsedilmektedir. Bunların 73'ü sihirli ibrik, 15'i suyun seviyesinin sabit tutulmasını sağlayan temel alan araç, 7'si fıskiye, 3'ü lâmba, 1'i kaldıraç ve 1'i de körükten oluşan otomatik kontrol düzenekleridir. Bu eserin yanında Kitab Fi'l Karastun adındaki çalışma, terazi, denge ve ölçme teorilerinden bahsetmekte ve teknik yönden bugün hâlâ kullanılmaktadır. Bu eserin yazma nüshaları, Topkapı Sarayı 3. Ahmed Kütüphanesi ile Vatikan ve Goethe müzesinde bulunmaktadır.
Buluşları
Gemi değirmeni: Ahşap ve çelikten inşa edilen bu gemi değirmenlerinin her biri, iki çift değirmentaşıyla (su çarkı) donatılarak, nehrin ortasında ve akıntılı bir ortamda çelik zincirlere bağlı olarak kurulmuştur.
Çeneli ekskavatör: Cisimleri sudan kaldırmaya yarayan bir âlettir. Günümüzde bu maksatla üretilen makinelere çok benzerdir.
Bu makine şöyle tarif edilir: İçi boş bir silindirin birbirinin aynı olan her iki yarısını imal ederiz. Düzenek dışarıdan takılmış zincirlerle suya sarkıtıldığında, kavrayan silindir açılır. Zemine geldiğinde silindir ortaya takılmış bir zincirle tekrar yukarıya doğru çekilir. Böylece silindir kapanır ve kavradığı nesneleri kıskaca alır.
Rüzgârda sönmeyen lâmba: Yarım silindir bir ayaklık içerisinde kolaylıkla döndürülebilir bir sisteme lâmba yerleştirilmiştir. Buna sabitlenen pirinç bayrak, hava hareketleri esnasında kapalı tarafla birlikte rüzgâra doğru dönmesini sağlar. Böylelikle ışık hava cereyanı tarafından söndürülemez. Bayrağın hafif hava cereyanında da dönebilmesi için yataklar, kolayca hareketlenecek şekilde yapılmıştır.
Sıcak ve soğuk suyu nöbetleşe veren otomat mekanik düzenekler: Bu âlet, su akışını iki farklı kaynaktan veya rezervuardan sağlayan ve iki nakil hattının her birinden belirli fasılalarda dönüşümlü olarak sıcak veya soğuk su akıtmaya yarayan bir düzenektir. Bugün bürolarda kullandığımız sıcak-soğuk su makinelerine benzer.
Görüldüğü üzere Üç Kardeşler çalışmaları ile insanlığa faydalı icatlar ortaya koymuşlar ve yaşadıkları asra damgalarını vurmuşlardır. Acaba bizler de devrimizin imkânlarını kullanarak, ilim sahasında çağa kendi ruhumuzun heykelini dikebilecek bir vizyon ve misyona sahip miyiz?
Kaynaklar
- Fuat Sezgin, İslâm'da Bilim ve Teknik, Cilt, I, III, V, Türkiye Bilimler Akademisi ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ortak Yayını, Ankara 2007. - M. Fethullah Gülen, Sükûtun Çığlıkları, s. 66, Nil Yay., 2008. - Kazım Çeçen- Atilla Bir, TDV İslâm Ansiklopedisi, c. 5, s. 450-451, İst. 1992. - Abdurrahman Fehmi Efendi, İslâm Medeniyet Tarihi, s. 290, Tercüme: Hüseyin Elmalı-Cüneyt Eren, Yeni Akademi Yayınları, İzmir 2005, - Sinan Hünkâr, "Musa'nın Oğulları", Sızıntı, S. 38, Mart 1982.
Yusuf KARAOSMANOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder