17 Temmuz 2013 Çarşamba

EL-HAZİNİ



EL-HAZİNİ


Asırlara Işık Tutan Bir Âlim: Abdurrahman el-Hazini.



11.yüzyıl sonlarında Türkistan'ın Merv şehrinde doğan ve yetişen Abdurrahman el-Mansur el-Hazini, daha çok el-Hazini olarak tanınmıştır. el-Hazini, ömrünün çoğunu Horasan'da geçirmiş, 12.yüzyılın ortalarına doğru da vefat etmiştir. O, daha ilk talebelik yıllarında ilme olan iştiyakı ve çalışma disiplini ile fark edilmeye başlanmıştır. Selçuklu hükümdarı Sultan Sencer zamanında bir ilim merkezi hâline gelen Merv'de başta fizik olmak üzere astronomi ve matematikte mümkün olabilen en iyi eğitimi alarak kendisini yetiştirmiştir. Özellikle teraziler, yerçekimi, yoğunluk ve özgül ağırlık konularında, yaşadığı asrın değerli âlimlerinden biri olmuştur.

İlmî şahsiyeti

 El-Hazini gözlem ve deneylere oldukça önem veren gerçek mânâda bir ilim adamıdır. Bunun yanında kendisinden önceki ilim ve araştırma âşıklarının da çalışmalarına çok önem vermiş ve özellikle İbn-i Heysem ve Biruni'nin eserlerinden istifade etmiştir.

el-Hazini, dinini öğrenme, anlama ve yaşama konusunda da oldukça şuurlu davranmış, âlime yakışır bir tevazu içinde yaşamıştır. Allah'a inanmanın ilim adamına yeni ufuk ve kapılar araladığına inanmış, başarısının arkasında bu sağlam temelin olduğunu beyan etmiştir.

İlme katkıları


Teraziyle alâkalı 12. yüzyılın başına kadar devam eden teorik incelemelerin ve pratik başarıların daha sonraki gelişimi, el-Hazini'nin 1121'de yazdığı Mizan el-Hikme (Hikmet Terazisi) isimli eserden takip edilebilir.1 Bu eser, hidrostatik ve terazilerle ilgili 12. yüzyılda İslâm dünyasının ulaştığı seviyeyi gösterir. el-Hazini bu eserinde, icat ettiği hassas terazilerin ayrıntılı tarifleri yanında, İslâm âlimlerinden konuyla alâkalı birçok bilgi de aktarmaktadır. Bilim tarihçisi G. Sarton bu çalışmayı, İslâm ilim dünyasının önde gelen mekanik eseri olarak vasıflandırmıştır.

Yerçekimi prensibinin mucidi olan el-Hazini, kütleler arasındaki çekim prensibini daha o zaman ortaya koymuştur. Yaptığı birçok deney sonunda bütün cisimlerin yerkürenin merkezine doğru bir kuvvetle çekildiğini, bu kuvvetin ise düşen cisim ile çekim merkezi arasındaki mesafeye bağlı olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla yerçekimini Newton değil, ondan beş yüz sene önce yaşayan el-Hazini keşfetmiştir. Bu kural daha sonra Newton tarafından, iki cisim arasındaki kütle çekim kanunları olarak ifade edilmiştir.

Ölçü ve tartı teorilerine getirdiği düşünce ile fizik ilmine oldukça faydalı bilgiler sunan el-Hazini, iki eşit kefeli teraziyi de tarif etmiştir. Arşimet tarzı olarak da tarif edilen bu terazi (mizan Arşimidis), altın, gümüş ve diğer metaller ile bunların alaşımlarının tartı metoduyla anlaşılmasını sağlar. Bu buluş, dinamik kefeli ve sürgülü terazilerin yapılmasına zemin hazırlamıştır.2 Bugün bu terazi, elektronik olmayan elle kontrol edilebilir terazilerde aynen kullanılmaktadır.


El-Hazin'in bir diğer buluşu da, dakika terazisidir (el- mizan el- latif el- cüz'i). Bu terazi, temelde dakikayı ölçen hususi bir su saatidir. Ayrıca bu sistem, dünyanın bir günlük dönüşünü ölçmeye de yarar. "Bu âlet bir terazi koluna asılmış su veya kum haznesinden yapılmıştır. Bu hazne tam olarak hesaplanmış bir delik ile donatılarak mekanizma tamamlanmıştır. Ağırlık kaybı terazi kolundaki bir ağırlığın kaydırılması yoluyla dengelenerek, adeta dakikaların ağırlığı tartılıyormuş gibi, geçen zamanın buna uygun bir gösterge çizelgesinde okunması sağlanmıştır."3 Bugün ise bu âlet, ölçüm için kullanılmamaktadır, kum saati gibi nostalji hâline gelmiştir.

Batılı bilim adamları tarafından dinamik, hidrostatik ve akışkanlar mekaniğinin öncüsü ve üstadı kabul edilen el-Hazini, sekiz asır önce bir cismin, düşük yoğunluklu havada ağırlık kazandığını, yoğun havada veya suda ise ağırlığının azaldığını keşfetmiştir. Farklı sıvıların yoğunluğunu dolayısıyla özgül ağırlıklarını da belirlemeye yarayan areometreyi (yoğunluk ölçme âleti) geliştirmiştir. Batı dünyasında, William Nicholson'ın areometre ve hidrometreyi 1798'de yapabildiği göz önüne alınırsa, bunu yaklaşık altı buçuk asır önce yapan el-Hazini'nin büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Bugünkü modern yoğunluk bulma formülü olan d=m/v denklemi ile âleti, el-Hazini'nin ortaya koyduğu formül ve âletin geliştirilmiş şeklidir.

Terazi biliminin çok geliştiği bu dönemde el-Hazini, el-İsfizari'nin geliştirdiği hikmet terazisini (mizan el-hikme), mükemmelleştirip, bir ölçü ve denge aracına dönüştürmüştür. O, bu teraziyi, özgül ağırlığın belirlenmesiyle alâkalı bütün ölçümlerde, gerçek ve karışık metallerin incelenmesinde, dirhemi dinara çevirmede ve alaşımların bileşimleri ile diğer birçok ticarî hesaplamalarda kullanmıştır. "el-Hazini'nin kendi açıklamasına göre, âletin tamamı 1.000 miskal ağırlığını tartsa dahi, 1 habbe=1/68 miskal bile gösterebilir. Yani yaklaşık 4,5 kilogramda 75 santigram; 1/60 000'lik bir kesinliğe sahiptir."4 Bugün bile kontrol edilebilir teraziler ancak bu kadar hassas gösterge çizelgesine sahiptir.

İslâm dünyasında orijinal gözlemler yapmış astronomlardan biri olan el-Hazini5, üçgenli âleti (el-ale zat el-müselles), tıpkı sıradan bir kadran gibi, yıldızların yüksekliklerini tespit etmek ve bir nesnenin bize göründüğü optik açıyı belirlemek için yapmıştır. İttihaz el-Alat en-Nefise adlı risalesinde detaylı olarak anlattığı bu âlet ile ayrıca dikey şekilde bulunan bir açı ölçülebildiği gibi, her bir açının sinüsü de bulunabilmektedir.

Çalışmalarına gösterilen alâka ve ilim dünyasındaki ünü
"Yer çekimi ile ilgili izahlarıyla dikkat çeken, suyun ve çeşitli madenlerin özgül ağırlıklarını tespit eden, teraziler ile ilgili ciddi mânâda uğraşan"6 el-Hazini'nin araştırmaları, barometrenin keşfedilmesine öncülük etmiştir. Toriçelli ve Paskal gibi bazı Batılı bilim adamlarına da yol göstermiştir. el-Hazini'nin icadı olan hassas teraziler, günümüzde kimya lâboratuvarlarında kullanılan hidrostatik terazi ve piknometrelerin ilk örnekleridir.

Batı bilim mahfillerinde daha çok Ebu'l-Feth el-Kuzini olarak tanınan el-Hazini, bilim tarihi otoriteleri tarafından büyük bir takdir görmüştür. Eserlerini inceleyen Batılı bilim adamları ona karşı hayranlıklarını itiraf etmekten kendilerini alamamıştır. Meselâ, Mizânü'l-Hikme adlı eseri, Batı dillerine tercüme edilmiştir. Eser, önce M. Khanikov tarafından kısmen incelenmiş ve 1859'da İngilizceye tercüme edilerek Amerika'da neşredilmiştir. Will Durant ise, 1997 tarihli eserinde el-Hazini'nin yerçekimi hakkındaki görüşlerini, ayrıntılı bir şekilde incelemiştir.

El-Hazini'nin eserlerinden ez-Zicü'l-Mu'teberu's-Senceri es-Sultani'nin bir nüshası Vatikan Sarayı'nda, diğer bir nüshası da British Museum'da bulunmaktadır. Bu eser, yıldızların 1130 yıllarında gökyüzündeki konumlarını ve Merv'in coğrafî koordinatlarını ihtiva etmektedir.

Batı bilim dünyasının günümüzde geldiği konumun arkasında, el-Hazini gibi, bizim dünyamızın ufuk insanları vardır. Bugün ise geçmişinden ilham alıp, dünyanın dört bir yanına koşan ve etraflarına ışık saçan alperenler, dünyayı yeniden aydınlatacak, kalb-kafa izdivacını gerçekleştirip, insanlığı aydınlık ufuklara taşıyacak ilim adamlarını yetiştirmektedir.

Dipnotlar

 1. Fuat Sezgin, İslâm'da Bilim ve Teknik, Cilt 5, s. 3-4, Türkiye Bilimler Akademisi ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ortak yay., Ankara 2007.
2. Age, Cilt 5, s. 4.
3. Age, Cilt 3, s. 117.
4. Age, Cilt 5, s. 6.
5. Sadettin Ökten, TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt 1, s. 164-165, İstanbul 1988.
6. Şaban Döğen, Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, s. 126, İstanbul 1992.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder